Mescid-i Aksâ’nın Kubbetü’s-Sahra avlusunda, yerin altındadır. Iz düşüm olarak Kubbetü’s-Sahra’nın kuzeybatısındaki Muhammed Halilî Kubbesi’nin tam altına denk gelir. Geçmişte inziva ve itikâf yeri olarak kullanmıştır. Mağara hakkında Keş fü’z-Zalem an Makāmi’n-Nebiyyi Aleyhi’s-Selâm adlı bir eser de yazılmıştır. Kitabın Mescid-i Aksâ Yazma Eserleri Onarım Merkezi’nde muhafaza edildi ği bilgisi vardır.
Mağaraya inmek için havalandırma kapağı açılarak taştan yapılmış on iki basamaklı merdivenlerden inmek gerekiyor. Içerisinde Osmanlı döneminden kalma mermer üzeri- ne işlemeli bir mihrap bulunmaktadır. Günümüzde ihmal edilmiş dede yadigârının en kısa sürede aslına uygun restorasyonun yapılarak ziyarete açıl ması bekleniyor. Söz listemize bir yenisini daha ekleyelim arkadaşlar. Bu mağarada bizim gelmemizi ve onu yaşanabilir hale getirmemizi bekliyor. Farkında mısınız arkadaşalar, Mescid-i Aksa’mızın her karış toprağı ve taşı bizi bekliyor! Çiçek gibi çocukları bekliyor! Kendilerini bahara ulaştırmamız için yıllardır hasret ve gözyaşıyla, umutlarını kaybetmeden bizi bekliyorlar! Ey güzel Aksa’mız sana söz! Ey güzel Aksa’mızın taşı, toprağı, dağı, gökteki uçan kuşu! Hepiniz bizi bekliyorsunuz, biliyoruz. Hatta gökteki uçan kuşu bile mutlulukla kanat çırpabilmek için bizi bekliyor! Haydi çocuklar, sözümüzü tutalım. Aksa’mıza kanatlanalım. Her yeri temizleyelim ve çiçeklendirelim. Bahara hasret dağ, taş, toprağa bahar götürelim! Söz!