Sizlere üç Fatihimiz ve bir de muhafızımız var demiştim. Bu Fatihlerden biri Hz.Ömer (r.a), diğeri Selahattin Eyyübi dedemizdi. Şimdi sonuncusunu öğreneceğiz. Bu son Fatihimiz sayesinde Kudüs Osmanlı topraklarına katıldı. Hem de herhangi bir direniş olmadan gerçekleşti fetih. Yani bir Osmanlı padişahıydı son Fatihimiz. Tahminleriniz vardır elbet Osmanlı deyince. Kimdir bu son Fatih? Yavuz Sultan Selim Dedemiz!
Yavuz Sultan Selim Dedemiz Mescid-i Aksâ’da şükür secdesine kapandıktan sonra Kudüs’teki mukaddes yerleri ziyaret ve şehrin genel durumunu tetkik edip gerekli düzenlemeleri yaptı. Halka değerli hediyeler dağıttı, ağır vergileri kaldırdı. Ahalinin yapmakta olduğu görevlere devam etmesine izin verdi. Bu görevlerden benim en çok ilgimi çeken isim şu oldu: Mescid-iAksâ Müşrifi!
Yani mübarek Mescid-i Aksâ’dan sorumlu yetkilidir. Görevi Kubbetü’s Sahra başta olmak üzere Mescid-i Aksâ’nın tüm yapılarının işleyişi, bakım ve onarım hizmetleridir.
İnşallah bizler de birer Mesci-di Aksa Müşrifi oluruz. Peki şu an gönlümüzün Mescid-i Aksa Müşrifi kimdir? Tabii ki Mehmet Esmer Dayım! J Kendini Küdüs’e ve Mescid-i Aksa’ya adamıştır.
Kanunî Sultan Süleymân Döneminde Tamirat ve Yeni Eserler
Yavuz Sultan Selim Dedemizden sonra tahta çıkan Sultan Süleyman Dedemiz Kudüs’te bu dönemde birçok tamir faaliyeti ve yeni eserler yaptırdı.
Kubbetü’s-Sahra
Kubbetü’s-Sahra’ya özel önem verilmiş, mimarînin çok fazla ilerleme kaydettiği bu dönemde Kubbetü’s-Sahra’yı kaplayan tarihî mozaikler 1548- 1561 yılları arasında İstanbul’dan özel olarak getirilen çinilerle değiştirilmiştir. Yapılan genel restorasyonla kubbe içinde yeni pencere ve havalandırmalar açılmış, kapılar yenilenmiş ve bakırla kaplanmıştır. Kubbetü’s-Sahra’nın duvarları içeriden ve dışarıdan mermerle kaplanmıştır.
Silsile Kubbesi
Sultan Süleymân dedemiz kubbeyi içinden ve dışından özel seramiklerle kaplattırdı. Bu sanat eseri çiniler hâlâ canlılığını korumaktadır.
Şehrin Surları ve Kapıları
1536-1540 yılları arasında surlar ve kapılar yeniden inşa edilerek şehir daha güvenli hâle getirildi. Surlar boyunca 7 kapı bulunmaktadır. Kapı isimleri sırasıyla Şam, Sâhire, Esbât, Meğâribe, Nebi Dâvûd, el-Halil ve Yeni’dir. Sadece Yeni (Cedid) Kapı, Dedemiz Abdülhamid Han tarafından açılmıştır.
Su Havzaları
Kudüs şehrinin tarih boyunca en önemli problemlerinden biri su kaynaklarının yetersizliğidir. Bu sorunu çözmek için Sultan Süleymân Dedemiz Kudüs şehrine 25 km. uzaklıktaki Beytüllahim yakınlarında devasa su havuzları yaptırmış, sular burada arındıktan sonra borular vasıtasıyla Kudüs’e getirtmiş. Şehirde mevcut su havuzlarını da tamir ettirmiş, şehir ahalisi yüzlerce yıl bu projeden istifade etmiştir.
Kanunî Sultan Süleymân Dedemizin Su Sebilleri
Süleyman Dedemizin yaptırdığı tam 6 tane su sebili var. Mehmet Esmer Dayım bizi Mescid-i Aksa’ya götürdüğünde hep beraber su savaşı yapacağız ve Aksa’nın avlusunda serinleyeceğiz.
Kudüs Kalesi
Kanunî Sultan Süleymân Han Dedemiz Kudüs Kalesi’ni de unutmadı. Kale Hz. Ömer meydanında, el-Halil Kapısı yakınlarındadır. Kalenin tam teşekküllü tamiratını yaptırdı. Osmanlı askeri 400 yıl boyunca bu kalede Kudüs’ü ve Mescid-i Aksâ’yı korudu. Allah’ım, bu kaleden tekrar Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı korumayı nasip et bize. Bu sefer sonsuza dek hem de! Tabii ki sizlerle de hep beraber Kudüs Kalesi’ne çıkma yarışı yapacağız arkadaşlar. İlk çıkan Mescid-iAksâ Müşrifi olur ve rozeti kapar ona göre.
Haseki Sultan Tekkesi
959/1551-52 yılında Sultan Süleymân Han Dedemizin hanımı Hürrem Sultan tarafından inşa ettirildi. Bu tekke kısa süre sonra cami, han, medrese ve aşevi eklenmesiyle külliye hâline getirildi. Filistin’deki en önemli hayır kurumlarından biridir. Yakın zamanda TİKA tarafından restore edilmiş, ihtiyaçla rı giderilmiştir.
Darphane
Kanunî döneminde el-Halil yolu üzerindeki tren istasyonu yakınlarında yapılan darphanede gümüş paralar basılmış ve “Fıdda Süleymâniye” (Süleymâniye gümüşü) adıyla meşhur olmuştur.