Mescid-i Aksâ bizim ilk kıblemizdir arkadaşlar. Yeryüzünde inşa edilen ikin ci ve yolculuk edilebilecek üçüncü mescid olduğundan, bu mescid ile ilgili birtakım hükümler bulunmaktadır. Bakalım büyüklerimiz ne demiş:
Mescid-i Aksâ’nın sınırları içerisinde ne vardı hatırlayalım hep beraber. Kıble Mescid-i, Kubbetü’s-Sahra ve surların içinde kalan bütün alan sınırları dâhilindedir.
Kimlerin rakamlarla arası iyisi bakalım? Mescid-i Aksa kaç dönümdür? Bunu hepimiz biliyoruz artık. Biiirrrrrr, dööööörrrtt, dörrrrtttttt. 1 tane lokomotif ve iki tane de rakamından oluşan vagonlarımız var. Çuf çuf çuf…
.Ahmed bin Hanbel, Müsned
Mescidi aksa 144 dönümdür! Surlarının uzunluğu batı cephesinde 491, doğuda 462, kuzeyde 310 ve güneyde 281 metredir.
Mübarek Mescid-i Aksâ’nın birçok fazileti bulunmaktadır. Bu faziletler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Mescid-i Aksâ’ya sadece namaz kılmak için gelen kişinin günahları affedilir ve annesinden doğduğu gün gibi dışarı çıkar. Bunun delili Allah Resûlü’nün (s.a.v), İmam Ahmed bin Hanbel tarafından Müsned isimli kitabında yer verilen şu sözüdür: “Dâvûd oğlu Süleymân, Allah’tan üç şey istedi. Allah ona ikisini verdi. Bizler üçüncüsünün de ona verilmiş olmasını ummaktayız. 1.Allah’tan hükmüne uygun hüküm vermesini istedi, Allah da ona verdi. 2.Kendisin den sonra kimseye nasip olmayacak bir mülk istedi, Allah da ona verdi. 3.Kim sadece namaz kılmak için bu mescide yola çıkarsa annesinden doğduğu gün gibi hatalarından kurtulmuş olmasını istedi. Bizler Allah’ın ona bu isteğini vermiş olmasını ümit ederiz.”5
Duyduk duymadık demeyin arkadaşlarım ve sevgili anne-babalar. Kim tertemiz, mis gibi kokmak isterse tıpkı bebekler gibi, Mescid-i Aksa’ya koşsun.
Uçalım Mescid-i Aksa’ya, olalım akça pakça!
Uçalım Mescid-i Aksa’ya, olalım akça pakça!
Uçalım Mescid-i Aksa’ya, olalım akça pakça!
Bu mescidin bereketlerinden biri de Allah Teâlâ’nın burada kılınan tek bir namazı diğer yerlerde kılınan beş yüz namaza denk tutmasıdır. İmam Taberânî’nin Ebu’d Derdâ’dan (r.a) rivayet ettiği hadis-i şerif buna delâlet etmektedir. Bu rivayette Allah Resûlü (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Mescid-i Haram’da kılınan namaz yüz bin namaza denktir. Benim mescidimde kılınan bir namaz, bin namaza denktir. Beytü’l-Makdis’te kılınan namaz beş yüz namaza denktir.”6
İnanabiliyor musunuz arkadaşlar? Benden 499 tane daha olduğunu düşünün! Subhanallah! Ne kadar da çok değil mi? Bir, iki, üç, dört, beş…. Say say bitmez! Sevgili anneler ve babalar. Haydi çocuklarınızı alın ve Mescid-i Aksa’ya götürün. Sevapları toplayın, en güzel etabı tamamlayın. J
Mübarek Mescid-i Aksâ’ya yolculuk yapılması ve ziyaret edilmesi hoş görülen işlerdendir. Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim’de geçen bir hadis-i şerifte Allah Resûlü (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “(İbadet için) sadece şu üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Haram, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ.” Burada Kur’an-ı Kerim’in hatmedilmesini de güzel görmüşlerdir. El-Ceraî, Sünen’in de Saîd bin Mansûr’un Ebû Mecaz’dan şu ifadesini nakletmektedir: “Ulema üç mescide gelenlerin çıkmadan önce Kur’an-ı Kerim’i hatmetmelerini hoş görürlerdi.”
Öyleyse Mehmet Esmer Dayım, Allah Resulü’nün (s.a.v) bu hadisi şerifini ne de güzel yerine getiriyor değil mi? Sürekli Mescid-i Aksa’yı ziyaret ediyor. Ha bu arada unutmadan hafız ağabeylerim ve ablalarım size de küçük bir tavsiyem var. Hafızlığınızı tamamladığınızda size hafızlık tacınızı Mehmet Esmer Dayım Mescid-i Aksa’da çok güzel bir törenle takabilir. Hayal etsenize, Allah Resulü’nün miraca çıktığı yerde, tam da miracın kalbinde hafızlık tacınız takılıyor ve siz kendi miracınıza yolculuğa çıkıyorsunuz! Bu hayali duyanların eminim hafız olası gelmiştir. E ne diyelim? Hafız olasıcalar, taçlarını Mehmet Esmer Dayım eşliğinde Mescid-i Aksa’da giyesiceler. J J J
Allah Resûlü (s.a.v) Mescid-i Aksâ’ya zeytinyağı hediye etmeye açıkça teşvik ederek bunu hoş görmüştür. İmam Ahmed bin Hanbel’in rivayetine göre Efendimiz’in (s.a.v) eşlerinden Meymune (r.a), “Ey Allah’ın Resûlü! Beytü’l-Makdis’in hükmünü bildirir misiniz, hakkında bize bilgi verir misiniz?” deyince Allah’ın Resûlü, “Orası mahşer yeridir. Oraya gidin ve namaz kılın. Çünkü orada kılınan namaz başka yerlerdeki bin namaza denktir” buyurmuştur. Meymûne (r.â), “Peki oraya gidemeyen veya gücü yetmeyen ne olacak?” diye sorduğunda da “Aydınlanması için zeytinyağı hediye etsin. Her kim hediye yollarsa orada namaz kılmış gibidir” buyurmuştur.7
Daha önce bu konuyu konuşmuştuk arkadaşlar. Zeytinyağı şişelerini götürmeye gerek kalmadı demiştik. Haydi beyin fırtınası yapalım. Madem zeytinyağı götürmemize gerek yok, başka neler yapabiliriz? Fikrini söylemek isteyenleri görelim? Evet, sen güzel gözlü, şirin yüzlü arkadaşım, seni dinliyoruz. Yahuuu muhteşem bir fikir bu. Ne dedi Fatıma arkadaşımız, ben sesli tekrar edeyim duymayanlar için. “Biriktirdiğimiz harçlıklarla Mescid-i Aksa’’da hafızlık okuyan kardeşlerimize sponsor olabiliriz.” dedi. Sizce de muhteşem değil mi? Evet, daha sesli bağıralım ve büyüklerimize sesimizi duyuralım?
Hepimizin bir hafız kardeşi olsa Aksa’da, kalır mıyız hiç mahşerde darda?
Hepimizin bir hafız kardeşi olsa Aksa’da, kalır mıyız hiç mahşerde darda?
Hepimizin bir hafız kardeşi olsa Aksa’da, kalır mıyız hiç mahşerde darda?
Şâfiî ve Hanbelî mezhepleri, hac ve umre için Mescid-i Aksâ’da tekbir getirmeyi (yolculuğa oradan başlamayı, önce orayı ziyaret etmeyi) müstehap görmüşlerdir. Bu görüşlerine Ümmü Seleme (r.â) validemizin Allah ve Resûlünden şu rivayetini delil almışlardır: “Her kim umre için Beytü’l-Makdis’ten tekbir getirirse bu geçmiş günahlarına kefaret olur.”8 Ebû Dâvûd’da ise şu rivayet geçmektedir: “Her kim Mescid-i Haram’da hac ve umre için Mescid-i Aksâ’dan tekbir getirirse geçmiş ve gelecek günahları affolunur veya cennet ona vacip olur.”9
Bir kervan hayal edelim mi arkadaşlar? Bütün çocuklar bir araya gelsek ve bu kervan ile yola koyulsak. Bu böyle bildiğimiz develerden oluşan kervan olmasın. Uçaklarla değil de Burak’larla kanatlansak. Önce Mescid-i Aksa’ya varsak. Ağaçlarının altında dinlensek ve pikniğimizi yapsak. Doya doya oyunlarımızı oynasak, pamuk şeker yeme yarışmalarımızı yapsak. Aksa’nın ceşmelerinden kana kana sularımızı içsek. Daha sonra hep beraber tekbirlerimizi getirerek umreye niyet etsek. “Allahu ekber! Allahu ekber !” diyerek Mescid-i Aksa’nın göğüne yükselsek, Miracın merkezinden güzel Kabe’yi görsek. Gökteki kuşlarla kanatlarımızı yarıştırarak, tavafımızı yapsak. Oradan da Yeşil Kubbeye uçsak, kanatları yeşil yakutlarla süslenmiş kuşlarla. Bizi getiren Buraklarımıza teşekkür etsek ve alınlarına bir öpücük kondursak. Mescid-i Nebevi’ye yarış yaparak koşsak. Çocuk cıvıltılarını duyan Peygamber
8.Sünen-i İbni Mâce, 2/999
9.Sünen-i Ebî Dâvûd, 2/144
Efendimiz, mescidinden çıkarak bize kollarını açsa! Dünyanın en güzel sevinç çığlıklarıyla O’na doğru koşşak ve etrafını sarsak. O, cübbesinin kanatlarıyla sarsa bizi. “Mescid-i Aksa’dan tekbir getirerek “Size geldik ey Allah’ın Resülü!” desek! Kirpik uçlarından öpebilsek… Biliyorum hepinizin gözleri yaşardı benim gibi değil mi? Bu hayallerimiz de belki bir gün gerçekleşir ne dersiniz? Belki yarın…
Müslümanlar’ın topraklarının beklenmesi ve savunulması Allah Teâlâ’nın sevdiği en büyük ibadetlerden biridir. Nöbet tutmanın fazileti hakkında hadis-i şerifler çoktur. İmam Müslim, Sahîh’inde Allah Resûlü’nün (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Bir gün ve bir gece nöbet tutmak, bir ay oruç tutmak ve namaz kılmaktan hayırlıdır. Ölürse her zaman yapmış olduğu amelleri kendisine yazılır, rızkı kendisi hakkında geçerli olur ve fitnelerden emindir.” (Sahîh-i Müslim, 3/1520) Nöbetin sevabı da nöbet tutulan yerin şerefi miktarınca kat kat artar. Dolayısıyla Mescid-i Aksâ’da nöbet tutmak ve Aksa’mıza zarar vermek isteyenleri sokmamak, özellikle şu dönemde Allah rızası için yapılabilecek en büyük amellerden biridir.
Öyleyse arkadaşlar, bu joker sevabı ailecek kapabilmek için yapacağımız şey çok basit. Tabii ki Mehmet Esmer Dayıma başvurmak ve onunla her zaman Mescid-i Aksa’ya uçmak. Hayal etsenize, her hafta Mescid-i Aksa turlarına katılanlar olsa, yılın hiçbir zamanı Mescid-i Aksa boş kalmaz. Ben artık ribattayım ve murabıtım. Bu kelimeler ne anlama geliyor mu demek? Hemen açıklayayım. Ribat tutmak, nöbet tutmak demek. Murabıt ise nöbet tutanlara denir. Kesin bilgi yayalım, duymayanlara duyuralım. Mehmet Esmer Dayım Aksa’da nöbet tutan çocuklara murabıt rozeti takıyor. J
Haydi bismillah!
Tüm çocuklar ribat tutmaya
Kanatlansın Mescid-i Aksa’ya
Kimler varım der murabıtlığa
Kaydedilsin isimler yoklamaya!
Âlimler mübarek Mescid-i Aksâ’da yapılması ve işlenmesi hoş karşılanmayan şeyleri aşağıdaki gibi belirtmişlerdir:
1-Taşı ve toprağı alınmaz.
Şâfiîler ve aynı düşünceye sahip diğer bazı âlimler Mescid-i Aksâ’nın taş ve toprağının alınmasını haram saymışlardır. İmam Suyûtî, “Parçalarının, taşının, çakılının, toprağının, süslerinin ve mumlarının alınması caiz değildir” demektedir. (el-Eşbâh ve’n-Nezâir, s. 421)
Haydi bunu bir istişare edelim arkadaşlar. Acaba neden taşı ve toprağı alınmaz demişler. Annem Mescid-i Aksa’dan ayrılıp geri döndüğünde çok ağlamıştı. “Neden ağlıyorsun?” diye sorduğumda, annemin verdiği cevabı hiç unutmuyorum. “Bedenim burada, ruhum ise orada kaldı…” Demek ki görünce aşık olunası bir yer ki, gelen insan unutamıyor. Bunun için de şu söz çok söyleniyor. “Mescid-i Aksa’ya bir kez gidilir, sonrası hep dönüştür.” Hayal ediyorum da arkadaşlar, beni de Mescid-i Aksa’dan getirseler ben de çok üzülürdüm. Bu durumda taşı, toprağı neden üzülmesin ki oradan koparıldılar diye…
Harem; avlanılması, bitkilerinin ve ağaçlarının koparılması yasak olan yer, demektir ve diğer mescidlerde bulunmayan bazı özel hükümlerle ilgilidir; Mekke ve Medine gibi. Bu manada mübarek Mescid-i Aksâ’ya harem denilemez. Dolayısıyla Mescid-i Aksâ’da bulunan eşyalar haram değildir. Avlanılması veya bitkilerinin koparılması yasak değildir. Ancak sözlük anlamıyla harem, ihlâl veya saygısızlık yapılamayan, savunulup korunması gereken ve kendisi için savaşılabilecek yerdir ki bu anlamda kullanılmasında bir sorun yoktur.
Yani arkadaşlar, Mescid-i Aksa’mız tabii ki bizim için en önemli üç mescidden biridir ve hürmetimizi göstermemiz gerekir. Lakin, bahçelerinden çiçekler toplayabiliriz ve bunda bir yasak yoktur. Çok güzel değil mi? Kudüs’ün mis gibi güzel kokan portakal çiçeklerinden başımıza taçlar da yapabiliriz. J
Mescid-i Aksâ’yı ziyaret ettiğimiz zaman yapısına dokunmamız, öpmemiz veya tavaf etmemiz caiz değildir sevgili arkadaşlarım. Bazı insanların Mescidi Aksâ’yı tavaf etmeleri veya arefe gününde Aksâ sahasında vakfe yapmaları bidat olup caiz değildir çünkü sadece Kâbe tavaf edilebilir. Tabii ki uçurtmalar uçurmamız, saklambaç oynamamız, avlusunda koşturmamız, güzel ağaçlarının altında gölgelenmemiz serbest. J
Peygamberimiz (s.a.v) veya ashabından herhangi birinden bu kayayı kutsallaştırdığı veya yücelttiği rivayet edilmemiştir. Allah Resûlü’nün (s.a.v) buraya geldiği, sarığını sürdüğü vb. ifadelerin tamamı gerçek dışıdır.