Peygamberlerin Mescid-i Aksâ’yı İmar Etmesi
Mescid-i Aksâ’nın inşası Âdem (a.s) peygamberimiz döneminde olmuştur. Yine Hz. Âdem sonrasında gelen peygamberlerin Mescid-i Aksâ’yı yücelttiklerini ve orada namaz kıldıkları bilinmektedir. Şaşırdınız değil mi? Şöyle düşünelim arkadaşlar, legolardan oluşan kocaman bir Mescid-i Aksa inşa edeceğiz. Hepimiz bir parçasını yapıp, bizden sonraki gelen arkadaşlara bırakıyoruz tamamlaması için. Her bir peygamber de bir parçasını inşa ediyor ve sonradan gelen peygamberler de birer parça koyarak Mescid-i Aksa’mızı tamamlıyorlar ve hepsinin eli değmiş oluyor. Muhteşem değil mi? Tıpkı istasyon oyunu gibiJ
Bizim yaşımızdayken bile putlara inanmayan, sadece Allah’ın varlığına inanan, küçücük çocuk olduğu halde içinde taşıdığı kocaman cesaret ile eline aldığı sopayla putları bir bir yıkan peygamberimizi hatırlayan var mı? Daha önce bahsetmiştik. Evet kardeşim Sahra, sesli söyle bakalım. Tebrikler, bildin, İbrahim (a.s)!Allah Teâlâ, Beytü’l-Makdis’i, Irak’ta kavmi tarafından gördüğü zulüm sonrasında Hz. İbrâhim için yeni vatan ve hicret diyarı olarak seçmiştir. Yüce Rabbimiz bu konuda, “Onu da Lût’u da kurtarıp herkes için bereketli kıldığımız yere ulaştırdık” (Enbiyâ, 71) buyurmuştur.
Ne güzel değil mi? Keşke biz çocuklar da bir araya gelsek ve hicret etsek Mescid-i Aksa’mıza doğru. Ellerimizde defler, dilimizde bir marş.
Biz geliyoruz akın akın Ey Aksa ansızın bu gece
Ellerimizde çiçekler Şeyh Ahmed Yasin’den hediye
Senin aşkın göğsümüzde, adın dilimizde hece hece
Ardımızda çocuklarla inandık yürüyoruz bir gece
İnanç kapısından miraca yükseleceğiz biz bu gece!
Harika değil mi? Hayali bile harika! Bizi gören her çocuk, kervanımıza katılır. Giderek büyürüz. Kalabalık oluruz. En sonunda biz de Mescid-i Aksa’mızın zarar verdikleri yerlerini inşa ederiz. Böylece biz de peygamberlerimizin istasyonuna dahil olabiliriz.
Peki siz hiç güneşi hapsettiren peygamberi duydunuz mu? “Aaaa” sesleri yükseldiğine göre siz de benim kadar şaşırdınız değil mi arkadaşlar? Hemen güneşi hapsettiren peygamberin hikayesini anlatayım sizlere.
Mûsâ (a.s) ve mübarek topraklara girmeyi reddeden kavmi Tih çölünde kırk sene cezalandırılmışlardı ve böylece çoğu da hayatını orada kaybetti. Yeni nesle güneşi hapsettiren peygamber yani Yûşâ bin Nûn (a.s) liderlik etti ve onları mukaddes topraklara getirmeyi başardı. Sizce nasıl başarmış olabilir bunu? Allah Resûlü (s.a.v) buyuruyor ki: “Güneş, Yûşâ Beytü’l-Makdis’e geceleri yürüsün diye hapsolduğundan başka hiç bir zaman hapsolmadı.”13
. Ebû Hureyre’den (r.a) rivayetle Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Peygamberlerden bir peygamber yolculuğa çıktı ve güneşe dedi ki: Sen de memursun, ben de memurum. Allah’ım, onu benim için bir miktar hapset.”14
İşte böylece Beytü’l-Makdis tekrar tevhid ehlinin eline geçti. Peygamberler ve müminler Mescid-i Aksâ’yı namaz kılarak, zikrederek yeniden imar ettiler.
Allah’ım güneşi bizim için de hapset. Biz de bir gece tıpkı peygamber efendimiz gibi miraç yürüyüşüne çıkalım ve güneşi hapsettiren peygamber gibi tüm Müslümanları Beytü’l Makdis’e götürelim. Amin.
Hz. Süleymân Dönemi
Daha önce Hüdhüd kuşu olup hangi hükümdara uçmuştuk? Evet hatırladınız, tebrikler arkadaşlar. Kuşların hükümdarı Hz. Süleymân’dır. O dönemde Mescid-i Aksâ inşa ve tamir edilmeye muhtaç durumdaydı. Kuşların hükümdarı Süleymân (a.s) mescidin binasını yeniledi. Abdullah ibni Amr’ın (r.a) Allah Resûlü’nden (s.a.v) yaptığı şu rivayet buna delildir: “Süleymân bin Dâvûd, Beytü’l-Makdis’in inşasını tamamladığında Allah Teâlâ’dan üç şey istedi. Kendisinin hükmüne uygun hüküm vermesini, kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak bir mülk vermesini ve herhangi bir kimse bu mescide sadece namaz kılmak için gelirse annesinden doğduğu gün gibi günahlarından kurtulmuş olarak çıkmasını istedi.” Efendimiz (s.a.v) buyurdu ki: “İlk ikisi kendisine verildi, üçüncüsünün de verilmiş olmasını umuyorum.”15
Hz. Zekeriyâ, Hz. Yahyâ ve Hz. İsâ dönemleri
Kuşların hükümdarı Süleymân (a.s) sonrasında Beytü’l-Makdis’e birçok peygamberin gelmiş olduğu bilinmektedir. Ancak Kur’an-ı Kerim bunlardan aynı zamanda gel miş olan sadece üçünden bizlere bahsetmektedir. Beytü’l-Makdis ve Mescid-i Aksâ ile irtibatlı bulunan bu peygamberler Zekeriyâ, oğlu Yahyâ ve Meryem oğlu İsâ’dır. Mescid-i Aksâ bu üç peygamberin hayatları, Allah Teâlâ’ya davetleri ve İsrâiloğulları’nın hidayet ve ıslah etmek için sürekli çabalarının odak noktası olmuştur. Mescid-i Aksâ kendilerinin toplantı yeri ve davet minberleri olmuştur.
O dönemde Benî İsrâil’in salih olanlarının yaptığı üzere İmrân’ın eşi (Meryem’in annesi) doğacak çocuğunu Mescid-i Aksâ’ya hizmet için adamıştı. Kızı Meryem binti İmrân’ı doğurunca Zekeriyâ (a.s) onun bakımını üstlendi; ibadet ve hizmetle meşgul olması için Mescid-i Aksâ’da kıymetli bir yere onu yerleştirdi. Evet burada bir soru gelsin o halde. Mescid-i Aksa’da doğan peygamber kimdir? Yok mu hiç tahminler? O zaman ipucu vereyim. Beytü’l Makdis’te doğan peygamber yanı zamanda Allah Resûlü Muhammed’den (s.a.v) önce gelen peygamberlerin de sonuncusudur. Şimdi doğru cevap geldi, hepinizin sesini duyuyorum arkadaşlar. İsâ (a.s) doğru cevaptır.16
15.Tirmizî, Sahîh-i İbni Huzeyme
16.İbniKesir,PeygamberlerinHikâyeleri
Hz. İsâ’dan sonra peygamber gönderilmesi durdurulmuş, ta ki Allah Teâlâ, Resûl-i Ekrem Muhammed’i (s.a.v) peygamber olan dedelerinin Mescid-i Aksâ’daki yollarını tamamlaması için göndermiştir. Böylece Mescid-i Aksâ’nın yapılış, tarih ve fazilet bakımından Mescid-i Haram ile irtibatlı, mekânının yüceliğini ve peygamberlerin hayatlarıyla doluluğunu görmekteyiz. Onu yapan ve yenileyen bir peygamber hatta belki de peygamberlerdi. Oraya peygamberler gitmiş ve orayı özgür kılmak için cihad etmişlerdir. Davetlerini burada yapmış, buraya hicret etmiş, çevresinde yaşamış ve vefat etmişlerdir.