Cezzar Ahmed Paşa Bosna’da Müslüman bir ailenin evladıdır. Napolyon Bonaparte’a karşı Akkâ Kalesi’ni ve aslında dolaylı olarak Kudüs’ü savunması ile ünlü Osmanlı paşasıdır. Ancak Paşa’yı dünyaya tanıtan en mühim hadise şüphesiz o zamana kadar girdiği bütün savaşları kazanıp kendisini yeni İskender olarak gören Napolyon’u Akkâ önlerinde durdurması ve sonunda Fransızları Mısır’ı terke zorlamasıdır.
Cezzar Ahmed Paşa Sayda Valiliği sırasında Akkâ Kalesi’nde kalıyordu. Napolyon Bonaparte Mısır’ı işgal edince, Cezzar Ahmed Paşa’ya Trablus, Şam ve Kudüs Valilikleri de verilerek Napolyon’u durdurması emredildi. Biz de bu anlara tanık olalım mı sevgili arkadaşlar? Cezzar Ahmet Paşa’nın ve askerlerinin canımız Kudüs’ümüze nasıl kalkan olduğuna tanık olalım. Haydi, bir iki üç, hoopp, kapayın gözlerinizi.
Aaa at üzerindeki şu adamın kıyafetlerini görüyor musunuz arkadaşlar? Ne kadar da değişik. Çizmeli Kedi’nin çizmeleri gibi. Şişştt sessiz gülün arkadaşlar. Kıkırdamak serbest. Şapkası da çok dikkat çekici gerçekten. Yarım ay gibi. Omuzlarındaki altın rütbelerini gördünüz mü? Bizim askerlerden oldukça farklı. O halde bu kişi Napolyon olmalı. Napolyon’u da görmedik demezsiniz artık arkadaşlar. Sanırım şu an ordusuyla Kahire’yi almış ve Suriye üzerine yürüyor. Haydi söyleyin bakalım, Kahire neredeydi? Evet, sesler geliyor ama tam net duyamadım. Mükemmel! Tabii ki Mısır’da. Doğal olarak Osmanlı Devleti de boş durmayarak Rusya ve İngiltere ile ittifak yapmış. Bakın işte İngilizler donanma gücüyle Fransızları yenilgiye uğratmaya başladılar bile. Napolyon ne kadar da kızgın. Bu yenilgi ile şimdi Mısır’da mahsur kaldı. Sizce şimdi bu öfkeyle ne yapar Napolyon? İzleyelim de görelim. Evet, şimdi ordusuyla ilerlemeye başladı. Kıyı şehirlerini zapt etmeye başladı bile. Ayyy aman Allah’ım! İşte şimdi Gazze’yi aldı bile! Ah canım Gazze. Sen tarih boyu ne çektin böyle ve hala da çekmeye devam ediyorsun… Ah güzelim Yafa! Şimdi sıra sana mı geldi? Yafa’yı hatırladınız mı arkadaşlar? Hani Dedemiz Sultan Abdülhamit Han’ın tahta çıkışının 25.yıl dönümü şerefine saat kulesi yaptırılmıştı ya, işte denize kıyısı olan, merkezinde saat kulesi olan güzel şehir şu an Napolyon’un ele geçirdiği Yafa Şehri. Bu güzel Yafa’mız da yağma başlattı. Ordu Akka’ya kadar da ilerledi. Bakın Napolyon bağırıyor, “Teslim olun!” Cezzar Ahmed Paşa’mız da nasıl güzel reddetti ama. Evet top atışları başladı bile. Fransız taarruzu şiddetli bir şekilde devam ediyor, Cezzar Ahmed Paşa’nın gösterdiği savunma karşısında bir sonuç elde edilemiyor. Yer altından tünel açmak suretiyle kaleye girmeye çalışan askerler arasında boğaz boğaza mücadeleler oluyor. Tünel yakınındaki cephaneliği bizzat ateşleyerek önemli sayıda Fransız askerini havaya uçuran da Cezzar Ahmed Paşa’dan başkası değil arkadaşlar. Alkış alkış! Daha kuvvetli arkadaşlar, daha kuvvetli. Ateş cehenneminden kurtulabilen Fransızlar geri çekiliyor, muharebeyi takip eden İngiliz amirali de paşanın yaşına rağmen gösterdiği cesaret ve savaş bilgisine olan hayranlığını dile getirmekten geri durmuyor. Top atışlarıyla kent dövülüyor ancak Cezzar Ahmet Paşa’nın askerini yüreklendirmesi ve ilerleyen yaşına rağmen onlarla beraber çarpışması, Napolyon’un bütün hesaplarını alt üst ediyor. Kuşatma başlayalı yaklaşık iki ay olmuş arkadaşlar, bizler de çok yorulduk izlemekten. Sonucu görelim artık. Osmanlı direnişi karşısında artık Napolyon’un ümitleri nasıl da kırılıyor. Bakın ne dedi, “Bir ihtiyarın oyuncağı olduk!” ve işte çekilme kararı alıyor. Yaşasın! 64 gün süren kuşatma sonuçsuz kaldı arkadaşlar. Paşanın bu direnişi ile ilk kıblemiz, adını bildiğimiz, bilemediğimiz nice peygamberin gelip geçtiği bu mukaddes beldenin hizmetkârı Osmanlı, şehri Kudüs’e kalkan olmuştur. Yaşasın Osmanlı! Yaşasın ilk kıblemiz!
İbrahim Alaeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), TDV İslam Ansiklopedisi (c.7, s.516)