Tâlût (Şaul – Şâ’ul)
Tâlût, İsrâiloğulları’nın Kur’an-ı Kerim’de de adı geçen ilk kralıdır. Süryanice’de Şâ’ul diye geçerken, tefsirlerde bu kelimenin İbranice kökenli olduğu ve “uzun” manasında kullanıldığı yazmaktadır. Çok bilgili ve iri yapılı olmasından dolayı da bu ismin verildiği belirtilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de, İsrailoğulları’nın bir peygamberden (Hz. Musa’dan sonra gelen bir peygamber -Şimuel (İşmoil)) Allah yolunda savaşmaları için kendilerine bir kral belirlemesini istediklerini, akabinde Şimuel’in de, Allah tarafından kral olarak seçilen kişinin Tâlût olduğunu söylediğini bildirmektedir.
Fakat Tâlût’un seçilmesini beğenmeyen İsrailoğulları, kendi kavimlerinde olan birinin bu göreve daha layık olduğunu düşünürler. Fakat Şimuel (as), Tâlût’un Allah tarafından üstün kılındığını bildirir. Yahudilerin, bu kralı beğenmemelerinin bir sebebi de o zamana kadar gelen hükümdarların Yahûda bin Ya’kûb’un soyundan gelmiş olmalarıydı (1).
«–Allâh sizin üzerinize onu seçti, ilmen ve bedenen ona üstünlük verdi. Allâh mülkünü dilediğine verir. Allâh her şeyi ihâta eden ve her şeyi bilendir.» dedi.” (el-Bakara, 247)
Nihayetinde, Tâlût hükümdar oldu ve Kral Calut’un üzerine gitti. Peygamber vasıtasıyla (İşmoil As) ilahi bir emir öğrenen Tâlût, askerlerine “–Allâh sizi su ile imtihan edecek. Kim kanıncaya kadar ondan içerse benim askerim değildir!..” dedi. Mevsim çok sıcaktı fakat önlerine gelen nehirden sadece bir avuç su içmelerine izin verilmişti. 80.000 kişilik ordunun sadece 4000’i bu ilahi emri dinledi. Nehirden bir avuçtan fazla su içenlerin dudakları kurudu ve halsiz kalıp bitap düştüler. Kaçanlarında elenmesiyle ordu 313 kişi kaldı. 313 sayısı Bedir Savaşı'na katılan Müslümanların sayısıyla aynıdır. Ne kadar sırlı bir tevafuk değil mi arkadaşlar? Haydi gözlerimizi kapayalım ve o döneme tanıklık edelim mi? Evet diye bağırdığınızı duyar gibiyim. Ne yapacağınızı biliyorsunuz, bir iki üç, hoopp.
Bu karşımızdaki ordu Talut’un ordusu olmalı. Bakın içlerinde bir genç var 18 yaş civarı. Sizin de dikkatinizi çekti mi? Sapanı nasıl da güzel kullanıyor ve ne kadar da cesur gözüküyor. Hangi peygamber olacağını tahmin ettiniz mi? Cevapları alayım? Evet, bu gördüğümüz cesur delikanlı Davud (as).
Şimdi ordu yola çıkıyor. Biz de peşlerine takılalım arkadaşlar ama sessiz olmayı unutmayalım. Fısıltı ile konuşun. Ne kadar da sıcak değil mi hava? Yürü yürü çok yorulduk. Aaa Davud (as) değil mi şu köşede duran? Hemen koşalım yanına. Ne yapıyor o taşla öyle? Subhanallah! Taş konuştu mu bana mı öyle geldi? Evet, evet, gayet de konuştu. “Beni al ve Calut’a karşı fırlat, galip geleceksin.” dedi. Daha nelere tanık olacağız acaba, çok heyecanlı, sizce de öyle değilş mi?
Nihayetinde Tâlût’un ordusu, Calut ile karşı karşıya geldi.
Tâlût’un ordusu ne de güzel dua etti, duydunuz mu arkadaşlar?
«–Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır! Ayaklarımıza sebat ver ve kâfir kavme karşı bize yardım eyle!» dediler. (el-Bakara, 250)
Şu korkunç kişi de Calut olmalı. Kokrmayın, cesur olalım arkadaşlar. İşte Tâlût’un ordusuna meydan okuyor, “Karşıma çıkacak bir cesur yiğit yok mu?” diye bağırıyor. Sizce kim çıkacak? Hangi cesur öne atılacak acaba? Tahmin ettiğimiz gibi Calut’un karşısına Davud (as) çıkıyor. Gücüne güvenen Calut, Davud (as)’yi küçümsüyor, şu hareketlere bakın.
Dâvûd (as), sapanını çıkarıyor ve konuşan meşhur taşı yerleştirerek Câlût’a fırlatıyor. Suphanallah! Taş, Câlût’un tam alnına isâbet etti ve Câlût atından düşerek öldü(2). Siz de gördünüz değil mi? Tek atışla Calut’u yerle bir etti Dâvûd (as)! Yaşasıınn! Zafer bizim!
Bakın halk nasıl da sevinçle karşılıyor Davud (a.s) ve ordusunu. “Talut vurdu binlerini, Davut da on binlerini” diye sevinç çığlıkları atıyorlar. Ya Rabbi! Tekrardan bu kutlu beldeleri bize nasip et! Fetihi göster bize. Davud (a.s) gibi cesur, yiğit gençler yetişsin ve hiç taş atmaya gerek kalmadan Mekke’nin fethi gibi bir fetih nasip et bize Rabbim.
Kaynaklar
KURT, A. O. (2010). http://www.islamansiklopedisi.info/: http://www.islamansiklopedisi.info/dia/maddesnc.php?MaddeAdi=talut
TOPBAŞ, Osman. Nuri. Nebiler Silselisi. Istanbul: Erkam Yayınları.
Kurt, A.O. (2009) İnanç, Kültür ve Mitoloji Araştırmaları Dergisi http://isamveri.org/pdfdrg/D03200/2009_6_1/2009_6_1_KURTAO.pdf